Cumhurbaşkanlığı, İstanbul Sözleşmesi’nden çekilme kararına ilişkin Danıştay’a savunma gönderdi.
İstanbul Sözleşmesi’nden çekilme kararının iptali istemiyle açılan davaların “haksız ve hukuki dayanaktan yoksun” olduğu gerekçesiyle reddi istendi.
Sözleşmeden çekilme kararının münhasıran Cumhurbaşkanın yetkisine tabi olması nedeniyle yargı denetimi dışında olduğuna belirtildi. Sözleşmenin Cumhurbaşkanlığı kararı ile feshedilmesinde Anayasa aykırılık bulunmadığı vurgulandı.
Yine sözleşmeden çekilme kararının, “kadınlara yönelik şiddetin önlenmesi hususunda hukuki olarak veya uygulama bakımından bir eksikliğe yol açmayacağı”na dikkat çekildi.
bu hususta Danıştay 10. Dairesi’nde aralarında CHP, İYİ Parti ve sivil toplum kuruluşlarının da bulunduğu tüzel ve gerçek kişiler tarafından 220 dolayında dava açıldı. Dava dilekçelerinde, "kararın iptali ve yürütmesinin durdurulması" talep edildi.
Cumhurbaşkanlığı Hukuk ve Mevzuat Genel Müdürlüğü’nden Danıştay’a gönderilen savunmalarda,,, davaların, haksız ve hukuki dayanaktan yoksun olduğu gerekçesiyle reddi talep edildi.
Dava konusu Cumhurbaşkanı kararı kategorik olarak dış ilişkiler çerçevesinde tesis edilen ve münhasıran cumhurbaşkanın yetkisine tabi bir işlem olup yargı denetimi kapsamında görülmesi mümkün değildir. Sözleşmenin Türkiye Cumhuriyeti bakımından feshedilmesi kararının iptal kararına konu edilmesi mümkün değildir. Dolayısıyla iş bu davanın bu yönden öncelikle reddi gerekmektedir.
Meclis bir milletlerarası antlaşmanın onaylanmasının kanunla uygun bulmakta, antlaşmanın onaylanması ise Cumhurbaşkanı kararı ile gerçekleşmektedir. Meclis’in onaylamayı uygun bulma yetkisi gerekçe gösterilerek, antlaşmaların onaylanması ve fesih konularının Cumhurbaşkanı kararnamesi ile düzenlenemeyeceği iddiası yerinde değildir. Bu türden antlaşmaların müzakere edilmesinde, imzalanmasında, onaylanarak, yürürlüğü konulmasında ve feshedilmesinde yetkili makam yine yürütme organıdır. Bu nedenle, sözleşmenin feshinin Cumhurbaşkanlığı kararnamesi ile düzenlenmesinde ve Cumhurbaşkanlığı kararı ile feshedilmesinde Anayasamıza aykırılık bulunmamaktadır.
Türkiye Cumhuriyeti Anayasası, temel hak ve özgürlüklere ilişkin tarafı olduğumuz diğer milletler arası antlaşmalar, kanunlarımız ve ilgili diğer mevzuat, kadınlara yönelik şiddetle mücadele ve şiddeti önleme konusunda, uluslararası kural ve standartlara da uygun, gerekli düzenlemeleri içermektedir. Bu itibarla ülkemizin bahse konu sözleşmeden çekilmesi, kadınlara yönelik şiddetin önlenmesi hususunda hukuki olarak veya uygulama bakımından bir eksikliğe yol açmayacaktır.
0 Yorumlar