Bir BM uzmanı BM Genel Kurulu'na verdiği demeçte, dünya çapında terörle mücadele önlemlerini iyileştirme çabalarının insan haklarına ve hukukun üstünlüğüne zarar verdiğini söyledi ve ülkeler terörle mücadele için kurumlar inşa ederken daha fazla hesap verebilirlik çağrısında bulundu.
BM'nin terörle mücadele ederken insan hakları ve temel özgürlüklerin teşviki ve korunması özel raportörü Fionnuala Ní Aoláin, "Terör meselelerini ele alırken temel hak ve özgürlükleri ihmal etme eğiliminden derin endişe duyuyorum" dedi. “Bunun hukukun üstünlüğü ve yönetişimin bütünlüğü üzerinde ciddi bir etkisi var.”
Geçen hafta Genel Kurul'a, ulusal, bölgesel ve küresel düzeyde terörle mücadeleyi amaçlayan eğitim ve teknik yardımın merkezine insan haklarının yerleştirilmesinin yollarını öneren bir rapor sundu.
Türkiye, terörün belirsiz tanımının insan haklarına ve hukukun üstünlüğüne nasıl zarar verdiğini gösteren bir örnektir.
Adalet Bakanlığı tarafından yayınlanan 2020 istatistiklerine göre, Cumhuriyet savcıları 2016-2020 yılları arasında terör iddialarıyla ilgili 1.576 milyon soruşturma başlatmış ve bu davalardan 208.833'ünü sonuçlandırmıştır.
Türk hükümeti, politikalarını eleştirenleri hedef almak ve meşru faaliyetleri suç saymak için “silahlı terör örgütüne üye olma” şeklindeki belirsiz ve kesin olmayan suçlamayı kötüye kullandığı için geniş çapta eleştirildi.
Ağustos 2020'de BM raportörleri, Ankara'nın terörle mücadele yasasının (3713) uluslararası hukuk yükümlülüklerine uymadığını ve ülkenin terörle mücadele yasal çerçevesinin acilen gözden geçirilmesi gerektiğini vurgulamak için Türk hükümetine ortak bir mektup gönderdi.
Benzer şekilde, Birleşmiş Milletler Keyfi Gözaltı Çalışma Grubu başkan yardımcısı ve üç özel raportör, Kasım 2020'de Türk hükümetine terörle ilgili suçlamaların hükümeti eleştirenleri hedef almak için defalarca kötüye kullanıldığını belirten bir mektup gönderdi.
0 Yorumlar