COVID-19 kısıtlamaları Türk cezaevlerinde, barolarda ve tabip odasında hak ihlallerine yol açıyor

 


İstanbul Tabip Odası ve İstanbul Barosu başkanları Salı günü düzenlediği basın toplantısında, Türkiye cezaevlerinde hala yürürlükte olan COVID-19 kısıtlamalarının, başka yerlerde ortadan kaldırılmasına rağmen ciddi hak ihlallerine yol açtığını söyledi.

İstanbul Barosu Başkanı Mehmet Durakoğlu'na göre, pandemi hükümet tarafından hak kısıtlamalarını meşrulaştırmak için bir araç olarak kötüye kullanılıyor ve özellikle cezaevleri için geçerli. Durakoğlu, "Hayat kurtarmak için önlemler alınabilir, ancak bunlar hukuk sınırları içinde yapılmalıdır" dedi.

İstanbul Tabip Odası Başkanı Dr. Pınar Saip, yetkililerin cezaevlerindeki COVID-19 vaka sayısı ve aşı oranları hakkında bilgi vermediğini söyledi. Mahkumların temiz hava alma ve temas ziyaret etme haklarına ilişkin kısıtlamalar gibi cezaevlerinde devam eden kısıtlamalar başlı başına bir ceza haline geldi ve başka yerlerde kısıtlamaların kaldırılmasına rağmen devam ediyor.

Düğün, konser gibi büyük toplantılar için bile kısıtlamaların kaldırılmasına rağmen, pandeminin başlangıcından bu yana Türk cezaevlerinde temaslı ziyarete izin verilmediği için mahpus aileleri protestolarını dile getirdi.

Tutuklular aşılanmış olsalar bile aileler sadece temassız ziyaretlerde cam panellerin arkasında sevdiklerini görebiliyor.

Temaslı ziyarette, mahkûm ve ziyaretçinin, aralarında bir engel olmaksızın, yakın gözetim altında aynı alanda bulunmalarına izin verilir.

Hızla yayılan COVID-19, pandemi öncesinde insan hakları ihlalleri, aşırı kalabalık ve sağlıksız koşullarla bilinen Türkiye cezaevlerinde büyük endişeler yarattı. Temmuz 2016'daki darbe girişiminin ardından binlerce muhalifin tasfiye edilmesi, bugün on binlerce siyasi mahkumla dolup taşan Türkiye cezaevlerini doldurdu.

Türk parlamentosu, Nisan 2020'de, koronavirüs pandemisi nedeniyle ülkenin aşırı kalabalık cezaevlerindeki mahkum nüfusunu azaltmayı amaçlayan bir erken şartlı tahliye yasasını kabul etti. Ancak yasa, muhalif politikacılar, gazeteciler, avukatlar, akademisyenler ve ülkenin tartışmalı terörle mücadele yasaları kapsamında hüküm giymiş insan hakları savunucuları da dahil olmak üzere siyasi mahkumları hariç tuttu. Yasa, BM, AB ve insan hakları gruplarından cezaevi nüfusunun ayrım gözetmeksizin azaltılması yönünde çağrılara yol açtı.

Post a Comment

0 Comments