Türkiye, özellikle az gelişmiş ve Afrika ülkeleriyle ikili dostluk ve kalkınma işbirliği anlaşmalarına, Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın gizli İslamcı ajandasını yürüten devlet kurumlarının çalışanlarına gizli istihbarat operasyonları da dahil olmak üzere diplomatik ve mali fayda sağlayan maddeler koyuyor.
Bu kurumlardan biri de insani yardımlar ve finanse ettiği ortak projelerle özellikle yoksul Müslüman ve Afrika ülkeleri arasında Erdoğan'ın imajını yükseltmek için çalışan bir devlet kurumu olan Türk İşbirliği ve Koordinasyon Ajansı (TİKA)'dır. Aslında bir iktidar partisi gibi faaliyet gösteren TİKA, Türkiye'nin bu ülkelerle imzaladığı birçok işbirliği anlaşmasında özellikle uygulayıcı merci olarak anılmaktadır.
Bu ikili anlaşmalar, TİKA'ya sadece yabancı bir ülkede büro açma yetkisi vermekle kalmamakta, aynı zamanda TİKA çalışanlarının diplomatik personel olarak görev yapmalarına, dokunulmazlık ve serbest dolaşım haklarına sahiptir. Örneğin TİKA çalışanları, geçen hafta Erdoğan tarafından onaylanan Çad ile imzalanan işbirliği anlaşmasına göre 1961 Viyana Diplomatik İlişkiler Sözleşmesi'nde diplomatik misyonlara ve diplomatik ajanlara tanınan ayrıcalık ve dokunulmazlıklardan yararlanacak. Diğer Afrika ülkeleriyle imzalanan benzer anlaşmalarda da aynı maddeler yer almaktadır. Daha önceki anlaşmalarda TİKA veya ilgili kurum personelinin diplomatik dokunulmazlığına ilişkin bir hüküm bulunmamaktadır. Anlaşmaların imzalandığı ülkelerde TİKA personeli ve aileleri de her türlü vergiden muaftır.
TİKA, sıklıkla Erdoğan'ın yurtdışındaki uzun kolu olarak gösterilen, oldukça tartışmalı bir örgüt.
“Öncelikle geleceğin operatörlerine aday olarak seçilen varlıklar, YTB, TİKA ve diğerleri gibi devlet kurumları tarafından geçici sözleşme esasına göre kiralandı. Ajans için değerli olacaklarına karar verildikten sonra MİT'e transfer edildiler ve kalıcı olarak maaş bordrosuna alındılar" dedi.
Nordic Monitor, Türk istihbarat şefi Hakan Fidan'ın TİKA'ya yerleştirdiği bir akrabası aracılığıyla Orta Asya ve Kafkasya'da gizli operasyonlar yürüttüğünü öğrenmişti. Bir kaynağa göre Fidan, TİKA Orta Asya ve Kafkaslar Dairesi'nden sorumlu kayınbiraderi Ali Özgün Öztürk aracılığıyla örtülü operasyonları maskeliyor. Öztürk'ün seyahat planının gözden geçirilmesi, onun kesinlikle sıradan bir yardım ve kalkınma çalışanı olmadığını gösteriyor. Yabancı ülkelerde bir muhbir ağı oluşturuyor ve kalkınma, yardım ve kültür çalışmalarını kullanarak yetkililere erişim sağlıyor.
Geçen Şubat ayında Nordic Monitor, TİKA'nın ihtiyari fonlardan tahsis ettiği parayı, resmi geziler yoluyla Hamas'ın kullanması için Gazze'deki ofisine yasadışı yollardan aktardığını ortaya çıkardı. Devam eden projeleri izlemek üzere Gazze'ye resmi ziyaretlerde bulunan TİKA çalışanlarına, gizli ihtiyari fonlardan yolluk ödendi ve amirlerinin talimatıyla tüm parayı TİKA'nın Gazze'deki ofisine makbuz almadan bıraktılar.
Nordic Monitor, TİKA'nın Sayıştay denetiminden muaf olan ihtiyari fonları kullandığı göz önüne alındığında, sistematik yolsuzluğun TİKA'da normal iş yapma şekli olduğunu öğrendi. Projeler kağıt üzerinde olduğundan fazla tahmin ediliyor, böylece bütçenin küçük bir kısmı gerçek gider oluyor ve paranın geri kalanı her seviyedeki bürokratlar tarafından paylaşılıyor.
0 Yorumlar