İngiliz The Guardian gazetesinde bugün “Türkiye’nin enflasyonla savaşı: Fiyatlar her gün değişiyor ve herkes panik halinde” başlığıyla verilen haber analizde, AKP lideri Cumhurbaşkanı Recep T. Erdoğan’ın hayalperest politikalarının fiyatlar üzerinde baskı oluşturduğu, şimdi Ukrayna savaşının olumsuz etkilerinin de Türkiye’yi iyice krize sürüklediği belirtildi.
Ruth Michaelson imzalı haberde özetle şu husulara değinildi: “İstanbul’un işçi sınıfı mahallelerinden Kasımpaşa’daki bir pastanede çalışan Mustafa Kafadar’ın ekonomik krizle geliri tamamen erimiş, emekli maaşı artık temel giderlerini karşılamaya yetmiyor. Bu nedenle pastanede vardiyalı olarak çalışıyor. Kafadar “Her şey çok pahalı. Temel ihtiyaçlarımı alıp faturalarımı ödedikten sonra geriye hiçbir şey kalmıyor” diyor.
Krizden kimin sorumlu olduğu sorulduğunda, Erdoğan’ın ekonomi politikalarına ilişkin görüşünü doğrudan dile getirmekten çekinerek, şifreli bir şekilde, “Enflasyonu kimin yükselttiğini biliyorsunuz. Ben değil, sen değil, sokaktaki biri değil – ama kim?” (Kafadar, güvenliği için haberde adının değiştirilmesini istedi.)
“Şeker ve buğday fiyatları arttı. Ocak ayında bir kilogram un çuvalı 110 liraydı; şimdi 220 lira” diyen Kafadar “Poğaçaların fiyatlarını insanlar karşılayamadığı için daha fazla yükseltemedik” ifadelerinde bulunuyor.
Türkiye’nin resmi enflasyon oranı Şubat ayında %50’yi aştığında, bu hem yirmi yılın en yüksek seviyesini hem de hükümet için büyük bir siyasi sorunu temsil ediyordu. Maliye Bakanı Nureddin Nebati bu ayın başlarında artışın “geçici” olduğu konusunda ısrar ederken, Erdoğan kısa süre önce halkı enflasyona karşı koruma sözü vererek “Vatandaşımızı enflasyona ezdirmeyecek şekilde bu durumdan çıkacağız” dedi.
Hızla artan enflasyon, hükümetin ekonomiyi canlandırmak hedefiyle, çoğu uzmanın aksini tavsiye etmesine rağmen faiz oranlarını düşük tutma çabasıyla ilişkilidir. Merkez Bankası’ndaki üst düzey yetkililer sık sık değiştirildi: Türkiye’de üç yıl içinde şu anda dördüncü merkez bankası başkanı var.
İstanbul Kadir Has Üniversitesi’nden ekonomist Alp Erinç Yeldan, “Evet, dünya çapında herkes enflasyon yaşıyor, ancak Türkiye bunu diğerlerinin neredeyse dört beş katı oranında yaşıyor” diyor.
Enflasyon oranı başlı başına bir siyasi mesele haline geldi: Ocak ayında Erdoğan, ülkenin resmi istatistik kurumu TÜİK’in başkanını geçen yılki resmi enflasyon verilerinin rekor seviyede çıkmasına kızarak görevden aldı. Türkiye’nin enflasyon oranını hükümetle aynı metrikleri kullanarak izleyen bağımsız ekonomik araştırma grubu Enag, Mart ayında reel enflasyonu %142.63 olarak hesapladı. Geçen Eylül’den beri, Enag’ın reel enflasyon hesaplamaları sürekli olarak resmi oranın iki katı oldu.
Türkiye’nin ekonomik krizi, Rusya’nın Ukrayna’ya saldırısı sonucu özellikle buğday için küresel gıda fiyatlarının artmasıyla daha da ağırlaştı. Liranın dolar karşısındaki düşüşü, Türkiye’nin buğday ithal etme kabiliyetini zaten etkiliyordu, ancak Ukrayna arzının kaybı sonrasında alternatifler bulmakta zorlanmaya başladı.
Mehmet Aslan, dükkanında içinde Rize’den getirttiği kavurma, peynir ve tereyağı bulunan iki buzdolabını işaret ederek, “Şubat ayında sadece bu iki makine için 1000 liralık elektrik faturası ödedim” diyor. Geçen Ramazan ayında, dükkânının günde 6.000-7.000 lira satış yaptığını söyleyen Aslan; bu yıl 1.500 lirayı bulursa kendisini şanslı sayacağını belirtiyor.
Yine de Aslan, mevcut durum için hükümeti suçlama konusunda isteksiz. “Enflasyon artık hükümetin kontrolünden çıktı. Fiyatlardan memnun değilim. Halkı suçluyorum – bu Erdoğan’ın kontrolü dışında ve herkes onu devirmeye çalışıyor.” diyor.
Anketler, geçen Mayıs ayında Türk vatandaşlarının yarısından fazlasının (%53,6) sadece temel ihtiyaçlarını karşılamayı başardığını gösterirken, dörtte biri temel maliyetlerini karşılayamadığını söyledi. Bu yılın başlarında, kargo ve süpermarket işçileri enflasyonla uyumlu ücret artışları talep etmek için uzun süreli grevler düzenlediler.
Türkiye’de enerji maliyetleri bu yılın başında yükselmeye başladı, ancak buğday fiyatlarında olduğu gibi Rusya’nın Ukrayna’yı işgali onları da hızla yükseltti. Türkiye doğalgazının yaklaşık üçte birini Rusya’dan ithal ediyor. Devlete ait boru hattı operatörü Botaş, bu ay elektrik üretimi için gaz fiyatlarında neredeyse %45, sanayi fiyatlarında %50 ve haneler için %35 artış olacağını duyurdu.
İstanbul’un zengin Cihangir semtinde butik pastane işleten Pınar Duru, sadece sipariş üzerine ekmek yapmaya başladığını ve enerji tasarrufu için dükkânını daha kısa sürelerde açtığını söylüyor. “Ekim ayından itibaren enflasyon sert vurmaya başladı. Börek yapıyorum ve her şeyin fiyatı, yumurta, un, şeker, tereyağı… birdenbire arttı. Hâlâ da günlü
0 Yorumlar