Kobani Davası'nda karar günü

 


Eski Halkların Demokratik Partisi’nin (HDP) Eş Genel Başkanları Selahattin Demirtaş ve Figen Yüksekdağ ile Merkez Yürütme Kurulu (MYK) üyelerinin de aralarında bulunduğu 18’i tutuklu 108 kişinin yargılandığı Kobani davasında karar açıklandı.

Karar okunurken avukatlar, mahkemeyi zılgıt atarak ve masalara vurarak protesto etti. Avukatlar, daha sonra slogan atarak salonu etti. Bunun üzerine mahkeme başkanı, kararı okumayı durdurdu.

Mahkeme, Kobani olayları sırasında 16 yaşındaki Yasin Börü’nün arasında bulunduğu altı kişinin ölümü ve diğer yaralanmalara ilişkin suçun, sanıklar tarafından işlendiğinin sabit olmaması nedeniyle 36 sanık hakkında beraat kararı verdi. 24 sanık hakkında farklı suçlamalarda toplamda 408 yıl 3 ay hapis cezası verildi.

Demirtaş’a 42 yıl hapis cezası

Eski HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş‘a 42 hapis cezası verildi.

Demirtaş için “devletin birliğini ve bütünlüğünü bozma” suçlamasıyla istenilen ağırlaştırılmış müebbet koşulları sağlanmadığı belirtilerek, devletin bütünlüğünü bozmaya yardım suçlamasıyla 20 yıl hapis cezasına karar verildi. Demirtaş’a ayrıca suç işlemeye tahrik etme suçundan ise 4 yıl 6 ay, terör örgütü propagandası suçundan 2 yıl 6 ay ve halkı kanunlara uymamaya tahrik suçundan 1 yıl 6 ay hapis cezası verildi.

Mahkeme başkanı Demirtaş ile ilgili kararı okurken, yorulduğunu söyleyerek duruşmaya 5 dakika ara verdi. Aranın ardından mahkeme başkanının hükmü okumaya devam etmesiyle, Demirtaş’ın toplam 47 suçtan çeşitli beraat ve cezalarla birlikte, 42 yıl hapis cezasına çarptırıldığı öğrenildi.

Yüksekdağ’a 30 yıl 3 ay hapis cezası

Eski HDP Eş Genel Başkanı Figen Yüksekdağ, “devletin birliğini ve bütünlüğünü bozma” suçundan müebbet hapis cezasına çarptırıldı, 19 yıl hapis cezası uygulandı ve tutukluluk halinin devamına hükmedildi Ayrıca Yüksekdağ, “suç işlemeye tahrik” suçundan 4 yıl 6 ay hapis cezasına mahkûm edildi. Farklı suçlar için kurulan hükümle birlikte Yüksekdağ’a toplam 30 yıl 3 ay hapis cezası verildi.

Sırrı Süreyya Önder’e beraat

DEM Parti Milletvekili ve TBMM Başkanvekili Sırrı Süreyya Önder‘in beraatına ve adli kontrol tedbirlerinin kaldırılmasına karar verildi.

Ahmet Türk’e 10 yıl hapis, Gültan Kışanak, Sabahat Tuncel ve Ayla Akat Ata’ya tahliye

DEM Partili Ahmet Türk‘e “silahlı terör örgütüne üye olmak” suçundan 10 yıl hapis cezası verildi.

Eski Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı Gültan Kışanak, 12 yıl hapis cezasına çarptırıldı. Kışanak’ın tutuklulukta geçen süresi dikkate alınarak tahliyesine karar verildi ve yurtdışına çıkış yasağı kondu.

Sebahat Tuncel, 12 yıl hapis cezasına çarptırıldı, tutuklulukta geçen süresi dikkate alınarak tahliyesine karar verildi ve yurtdışına çıkış yasağı getirildi.

Ayla Akat Ata, “devletin birliğini ve bütünlüğünü bozma” suçundan beraat etti. Akat, “silahlı terör örgütü üyeliği” suçundan ise 9 yıl 9 ay hapis cezasına çarptırıldı. Tutuklu geçen süre nedeniyle Akat hakkında tahliye kararı verildi.

Kobani davasında verilen cezalar şöyle:

DEM Partili Ali Ürküt 13 yıl 4 ay, Alp Altınörs 18 yıl hapis cezasına çarptırıldı.

Ses Partisi Genel Başkanı Ayhan Bilgen, “devletin birliğini ve ülkü bütünlüğünü bozma” ve “silahlı terör örgütü üyeliği” suçlarından beraat etti.

Altan Tan, “devletin birliğini ve bütünlüğünü bozma” ve “terör örgütü üyeliği” suçundan beraat etti.

Eski HDP Genel Başkan Yardımcısı Aysel Tuğluk, “devletin birliğini ve bütünlüğünü bozma” suçundan beraat etti.

Ayşe Yağcı, “devletin birliğini ve bütünlüğünü bozma” suçundan 9 yıl hapis cezasına çarptırıldı, tutuklulukta geçen süre nedeniyle tahliyesine karar verildi Aynı suçtan yargılanan Bircan Yorulmaz ise beraat etti.

Bülent Parmaksız “devletin birliğini ve bütünlüğünü bozma” suçu sabit kabul edildi. Ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası 16 yıl olarak belirlendi. “Suç işlemeye tahrik” suçu, basın yolu ile işlendiği için 4 yıl 6 ay hapis cezası verildi. Tutukluluk halinin devamına karar verildi.

Can Memiş “devletin birliğini ve bütünlüğünü bozma” suçundan beraat etti.

Cihan Erdal, “devletin birliğini ve bütünlüğünü bozma” suçundan 16 yıl hapis cezasına çarptırıldı.

Dilek Yağlı, “devletin birliğini ve bütünlüğünü bozmaya yardım” suçundan 16 yıl, “suç işlemeye tahrik” suçundan ise 4 yıl 6 ay hapis cezasına çarptırıldı.

Emine Ayna, 10 yıl hapis cezasına çarptırıldı.

Emine Beyza Üstün, “devletin birliği ve bütünlüğünü bozma” suçundan beraat etti.

Güler Akkaya, “devletin birliği ve bütünlüğünü bozma” suçundan beraat etti

İsmail Şengül, “devletin birliğini ve bütünlüğünü bozmaya yardım” suçundan 16 yıl hapis cezasına çarptırıldı. Şengül’ün tutukluğunun devamına karar verildi.

Meryem Adıbelli, “devletin birliğini ve ülkü bütünlüğünü bozma” suçundan beraat etti. Adıbelli, “silahlı terör örgütü üyeliği” suçundan 9 yıl hapis cezasına çarptırıldı.

Günay Kubilay farklı suçlardan toplam 20 yıl 4 ay hapis cezası aldı.

İbrahim Binici, devletin birliğini ve bozma suçundan beraat etti.

Vezir Çakar, silahlı terör örgütü üyeliği suçundan 9 yıl hapis cezasına çarptırıldı.

Mesut Bağcık, “devletin birliğini ve ülke bütünlüğünü bozma” suçundan beraat etti. Bağcık, “silahlı terör örgütü üyeliği” suçundan ise 9 yıl hapse mahkûm edildi.

Nazmi Gür, “devletin birliğini ve ülke bütünlüğünü bozmaya yardım” suçlamasıyla 18 yıl hapis cezasına çarptırıldı. Gür’ün tutukluluk halinin devamına karar verildi. Gür, “suç işlemeye tahrik” suçundan ise 4 yıl 6 ay hapis cezasına çarptırıldı.

Sibel Akdeniz “devletin birliğini ve bütünlüğünü bozma” ve “silahlı terör örgütü üyeliği” suçlarından beraat etti.

Zeki Çelik ise “devletin birliğini ve bütünlüğünü bozma” suçuna “yardım eden” sıfatı nedeniyle 18 yıl hapis cezasına çarptırıldı. Çelik’e, “suç işlemeye tahrik” suçundan 4 yıl 6 ay hapis cezası verildi.

Zeynep Ölbeci, iki ayrı suçtan 12 yıl 9 ay hapis cezasına çarptırıldı ve tutukluluk halinin devamına karar verildi.

Son sözler alındı

Duruşma başladığında mahkeme başkanı sanık olarak yargılananlara son söz vermek istedi fakat iki avukat, “eğer avukatlara son söz vermeyecekse mahkeme heyetinden söz talep ettiklerini” söyledi. Mahkeme başkanı sanıklardan sonra avukatlara söz hakkı veremeyeceklerini belirtti. Avukatlar bunun üzerine karşı çıkarak söz hakkı aldı. Avukatlar, mahkeme başkanının davaya giren yeni evrakların olduğunu belirterek o evrakları salonda okuduğunu, bu evraklarının incelenmesi için karar duruşmasının ertelenerek sadece tutuk incelemesi yapmaları talebinde bulundu.

Tutuklu siyasetçiler Alp Altınörs ve İsmail Şengül’ün katıldığı duruşmada, Ali Ürküt, Günay Kubilay, Nazmi Gür, Bülent Parmaksız, Sebahat Tuncel, Zeynep Karaman, Zeynep Ölbeci, Aynur Aşan, Ayşe Yağcı, Ayla Akat Ata, Dilek Yağlı, Pervin Oduncu, Meryem Adıbelli, Figen Yüksekdağ, Gültan Kışanak ve Selahattin Demirtaş ise yer almadı. Demirtaş, bir savunmasında, “Kararı yüzüme okumanıza müsaade etmeyeceğim” dedi:

“Biliyoruz ki siz kararınızı çoktan vermişsiniz, ferman yazılmış. Ancak kararınızın bizim ve halkımızın nazarında hiçbir hükmü yoktur. Bize baş eğdiremediniz. Kararı yüzüme okumanıza müsaade etmeyeceğim. Karar açıklandığı zaman eşime, kızlarıma, sizlere vasiyetimdir. Karar açıklandığı zaman davul-zurnalarla karşılayın. Çünkü biz de burada öyle karşılayacağız. Müzakere ve diyalogdan kaçanlar bu ölümlerin sorumlusudur. Kendi siyasi ikbali için savaştan medet uman her siyasetçi ikiyüzlüdür. Halkın evlatlarının kanı üzerine kendisine iktidar alanı yaratanlar ahlaktan nasibini almamış vicdansızlardır. Bu gidişata dur diyecek olan sadece ve sadece yoksul halktır. Biz demokratik çözüme inanan siyasetçileriz. Sırf bunu istedik diye yıllarca rehin tutulmamıza rağmen halen içeriden barış diye haykırıyoruz.”

Duruşma öncesi açıklama

Katılımın yoğun olduğu duruşmaya, Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Eş Genel başkanları Tülay Hatimoğulları ve Tuncer Bakırhan, Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkan Yardımcısı Gül Çiftçi ve Grup Başkanvekili Ali Mahir Başarır ve çok sayıda CHP milletvekilinin de arasında bulunduğu CHP heyeti, Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) Eş Genel Başkanları Çiğdem Kılıçgün Uçar ve Keskin Bayındır, Türkiye İşçi Partisi (TİP) Genel Başkanı Erkan Baş, EMEP Milletvekili Sevda Karaca, SOL Parti adına İlknur Başer, DEM Parti milletvekilleri, çok sayıda siyasi parti ve sivil toplum kuruluşu temsilcisinin yanı sıra çeşitli ülkelerin büyükelçilik temsilcileri takip etti. 200’ü avukatın yanı sıra 10’u aşkın baro başkanı katıldı.

Ankara 22. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen dava öncesi Sincan Cezaevi İnfaz Kurumları Kampüsü çevresinde yoğun güvenlik önlemleri alındı.

Duruşma öncesi DEM Partililer ve CHP heyeti açıklama yaptı.

DEM Parti Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan, “Bugün Türkiye’nin en büyük siyasi kumpas davasının sonuna geldik. Bu bir hukuk davası değildir. Gizli tanıklarla, zorlama yorumlarla, siyasi erkin yönlendirdiği bir kumpas davasıdır. Bugün normalleşmeden, yumuşamadan bahsedenler için Kobani davası bir dönüm noktası olacaktır. Umarım ve diliyorum ki mahkeme heyeti siyasi erkten etkilenmez” dedi.

Tülay Hatimoğulları da ise Kobani davasının Saray tarafından yazıldığını söyledi, “Demokrasiyi yerin yedi kat altına gömmemek için hâlâ karardan dönülmesi için bir fırsat var. Türkiye için bu bir yol ayrımıdır. Demokratikleşme için bir yol ayrımıdır. Siyaseten yenemediğini yargı sopasıyla yenebilmek için yapılan bir davadır. Tam bir düzmece olan ve IŞİD’i esasen besleyen Kobani Kumpas davasında verilecek karar aynı zamanda Türkiye’de ve Ortadoğu’da IŞİD’in önünü açacak ya da önü kapayacak. Bugün arkadaşlarımız beraat etsin” diye konuştu.

Cezaevi önünde açıklama yapan CHP Grup Başkanvekili Ali Mahir Başarır, mahkeme heyetine seslendi:

“Uzun süreden beridir bu davayı takip ediyoruz. Öncelikle şunu söylemek isterim: Bu davada heyet bir karar verecekse dosyadaki kararlara göre vermeli. Dosyada sadece gizli bir tanık var ve o gizli tanığın ifadeleri savunma tarafından çürütülmüş durumda. Şunu bir kez daha belirtmek isteriz: Bu kadar vahim bir dosyaydı neden beş yıl beklediniz. Maalesef Türkiye’de bazı dosyalar fezlekeler iddianameler buzdolabına konuluyor yeri ve zamanı geldiği zaman çıkartılıyor. Madem vahimdi beş yıl neyi beklediniz? Bugün beklentimiz lütfen tüm ön yargılarınızdan arının hiçbir siyasal yapıya bakmayın vicdanınıza göre karar verin.”

DEM Partili Sezai Temelli karara tepki gösterdi

DEM Parti Grup Başkanvekili Sezai Temelli, Kobani davasında çıkan hapis cezalarına TBMM Genel Kurulu’nda tepki gösterdi, “Arkadaşlarımıza yağdırdığınız cezalarla gününüzü kurtaramazsınız. Bu iddianameyi IŞİD’in bir mahkemesi olsa kabul etmez. Siz kalktınız, bunu kabul ettiniz. Bizim özgürlük, barış, adalet mücadelemiz dün olduğu gibi bugün de devam edecek. Bu utanca son verme sorumluluğu bu Meclis’tedir. Burada bir temsiliyetle varsınız, buna sırtınızı dönüp çetelerin aklıyla milletvekilliği yapamazsınız” dedi.

DEM Partili milletvekilleri de kararı sıralarına vurarak protesto etti.

Kobani davası nasıl başladı? 

Suriye’de 2011 yılında başlayan iç savaş sonrası IŞİD ülkenin kuzeyinde Kürtlerin ağırlıkta olduğu yerleşim birimlerine saldırmaya başladı. HDP Genel Merkezi Kobani şehri kuşatılmasına karşı 6 Ekim 2014’te sosyal medya hesapları üzerinden paylaştığı mesajla sokak protestosu çağrısı yaptı. Bunun ardından önemli bir bölümü Doğu ve Güneydoğu kentlerinde olmak üzere Türkiye çapında kitlesel sokak eylemleri başladı. 8 Ekim 2014’teki gösterilerde şiddet olayları arttı.

Selahattin Demirtaş, 9 Ekim 2014’te Diyarbakır’da basın açıklaması yaparak, protestoları savunurken şiddet olaylarını eleştirdi. Şiddetin durması çağrısı yapan Demirtaş, tutuklu PKK lideri Abdullah Öcalan’ın da kendilerine ulaşan mektubunda bunu belirttiğini söyledi. 9 Ekim’de olaylar sona erdi.

Türkiye’nin farklı şehirlerinde 6-8 Ekim 2014 tarihlerinde yaşanan olaylarda eylemcilerle kolluk kuvvetleri arasında çatışmalar çıktı ve resmî kaynaklara göre 37 kişi hayatını kaybetti, 326’sı kolluk kuvveti olmak üzere toplam 761 kişi de yaralandı.

Kobani olaylarıyla ilgili ilk soruşturma 2014 yılında başlatıldı. Soruşturma kapsamında HDP Eş Genel Başkanları Demirtaş ve Figen Yüksekdağ ile 10 milletvekili hakkında fezleke hazırlandı. 20 Mayıs 2016’da Meclis’te oy çokluğuyla milletvekili dokunulmazlıkları kaldırıldı. Demirtaş, Yüksekdağ ve yedi HDP milletvekili 4 Kasım 2016’da evlerine yapılan baskınla gözaltına alınarak tutuklandı.

Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’nın, olaylarla ilgili soruşturması kapsamında 2 Ekim 2020’de 17 HDP’li siyasetçi daha tutuklandı. Savcılık, 30 Aralık 2020 tarihinde bir iddianame hazırladı.

İddianame, 7 Ocak 2021’de Ankara 22. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından kabul edildi.

Davada yargılananlar hakkında 29 ayrı suçlamayla 38’er kez “ağırlaştırılmış müebbet hapis” cezası isteniyor.

Yorum Gönder

0 Yorumlar