Fransız savcılığı Beşar Esad hakkında tutuklama emrini adli mahkemeye sundu

 


Savcılık, savcılığın kararının herhangi bir siyasi kararı veya yönelimi gizlemediğini, bunun yerine "belirli bir davanın ötesine geçen hukuki bir sorunun çözülmesiyle" ilgili olduğunu doğruladı.

Ofis, en yüksek adli mahkemenin, Paris İstinaf Mahkemesi Soruşturma Dairesi tarafından görevdeki bir devlet başkanının kişisel dokunulmazlığına ilişkin olarak aldığı kararı, "davanın özünü, özellikle de davanın özünü sorgulamadan değerlendirmenin gerekli olduğunu" söyledi. Beşar Esad'ın 2013'te Suriye'de sivillere yönelik kimyasal saldırılara katılmasını mümkün kılan ciddi veya tutarlı delillerin varlığı.

Ancak Temyiz Mahkemesi, Cumhurbaşkanı Esad'ın karşı karşıya olduğu suçları işleme suçlamalarının, kınanmasına rağmen, "devlet başkanının resmi görevlerinin bir parçası olarak görülemeyeceği" görüşünde.

Suriye Medya ve İfade Özgürlüğü Merkezi Direktörü Mazen Derviş, bu çağrıyı "zalimleri ve savaş suçlularını korumayı amaçlayan siyasi bir manevra" olarak değerlendirdi.

Geçen hafta Paris Temyiz Mahkemesi, Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad'a karşı insanlığa karşı suç işlemeye suç ortaklığı suçlamasıyla tutuklama emrini onayladı.

Terörle Mücadele Savcılığı daha önce, egemenliğe karşılıklı saygıya dayalı uluslararası hukuk uygulamasında devlet başkanlarının yabancı ülke mahkemeleri önünde sahip olduğu mutlak dokunulmazlığa dayanarak Suriye cumhurbaşkanı aleyhindeki tutuklama emrine itiraz etmişti.

2021 yılından bu yana, Paris Adli Mahkemesi İnsanlığa Karşı Suçlar Birimi'ndeki soruşturma hakimleri tarafından yürütülen soruşturmalar, Cumhurbaşkanı Esad'ın "emir-komuta zinciri içinde" kimyasal madde fırlatma planlamasına dahil olduğunu kanıtlamak amacıyla dört tutuklama emri çıkarılmasına yol açtı. Başkent Şam'ın kırsal kesimlerinde 2013 yılında sarin gazı kullanılarak düzenlenen saldırılarda Amerikan istihbaratına göre bin kişi hayatını kaybetmişti.

Tutuklama emirleri, Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad ve Suriye ordusunun elit bir birimi olan Dördüncü Tümenin fiili komutanı olan kardeşi Maher el Esad'ın yanı sıra Gassan Abbas ve Bassam el Hasan adlı iki subayı hedef alıyordu.


Tepki korkusu

Bu karar, Avrupa ile Suriye arasındaki ilişkilerin normale dönmesine yönelik yaklaşımı zorlaştırıyor ve bu da terör riskini artırıyor.

Macron Parlamentoyu kaybetti ve Suriye'deki kararlarıyla bocalıyor.

Fransa kendi himayesinin güvenliğini korumaya çalışmıyor, bunun yerine sınırları dışındaki çekişmeleri yönetiyor ve Macron görevlerini unutup bocalıyor.

Bölgede çözüm, Esad'la uğraşmayı gerektiriyor ve Suriye Devlet Başkanı'nı kısıtlama ve tecrit etme yaklaşımının sürdürülmesi, Suriye ile Avrupa ülkeleri arasındaki uçurumu derinleştiriyor.

Karar boşuna değil. Batılı ülkeler Suriye rejimine yönelik cezai tedbir paketleri uygulamaya koydu. Esad İran ve Suriye ile ittifakta çıkış yolu buldu.

Batı'ya, Macron'a ve Fransız yargı sistemine yönelik sert bir eleştiri.

Kararın onaylanması için çalışan taraflar durumun çökmesini ve krizin devam etmesini arzuluyor, bu da mülteci akışını daha da artıracak.

Kararın verilme zamanlaması kasıtlıdır. Mülteci krizini sürdürerek Avrupa'nın güvenlik ve istikrarını bozmayı amaçlıyor.

Suriye'de istikrarın desteklenmesi Fransa ve Avrupa ülkelerinin çıkarınadır. Kararların alınamaması, mültecilerin ülkelerine dönüşünü sağlamak için durumun daha da kötüleşmesine katkıda bulunuyor.

Yorum Gönder

0 Yorumlar